1 Kasım 2009 Pazar

bana bulaşma

Dikkat!!! Bu yazı yoğun baskı sonucu başlanmıştır, bir konusu olmayabilir şimdiden vazgeçebilirsin okumaktan. Bu baskılar sesli olduğu gibi sesin duyulamayacağı uzaklıkta yazılı tezahür etmekte. Karşı koyamadığım baskılar sonucunda ülkenin en önemli gündemi hakkında başlıyorum yazmaya.

Domuz gribi. “İnfluenza a” tipi olarak bilinen bir virüstür bu sayın okuyucu. Domuz, kuş ve insan içinde dolaşır, çeşitli şekiller alır. Son popüler hali h1n1 olarak kodlanmıştır. Çıkışı biraz heyecan verici olmuş, kuş gribinin öldürücülüğü yanında birde yayılmacı özelllik kazandığı sanılmış dünya velveleye verilmiş ama artan vaka sayısı yanında ölen sayısı az kalınca ayakta yedi gün, yatarak bir hafta ve bir de aşı uygun görülmüş tedavi için. Aşı demişken bununla ilgili komplo teorilerisine de değineyim ki yazı uzasın, sen de hala sıkılmamışsan sıkıl ve uzaklaş buralardan. Başlıyorum ve sana kaçman için süre tanıyorum. Bu aşının sadece ülkemize gönderildiği, insanların kobay olarak kullanılacağı yönünde. Bu dedikodu zannediyorum aşının İngiltere’de uygulanmaya başlamasından sonra son bulur. Amerika’da aynı aşının uygulanmamasının nedeni aşı protokollerinin farklı olmasından kaynaklanıyor. Bu elemanlar canlı aşı uygulaması yapıyorlarmış, bunun ne demek olduğunu elbette bilmiyorum ama aşının içindeki şu an adını anımsayamadığım(arayıp bulmaya da üşendim çok fena ama “a” ile başlıyor. Bu sana ip ucu olsun istersen sen bul) bir madde bu protokolün dışında kaldığı için farklı aşı kullanacaklar o aşı burada sadece hamilelerde kullanılacak. Tüm bunları sizlere yarın uygulanacak aşıyı koşa koşa gidin yaptırın demek için söylemedim, sonra yarın gidip, aşıyı olup, vay ben ölüyorum diye bana sızlanmayın. Tınlamam bile. Benim için bu aşıyı ürkütücü yapan; bu kadar yayılmacı özellikteki bi virsün zayıflatılmış halinin de olsa vücudumda dolaşması. Hele hele beni tedavi edecek doktorun dolaşım sisteminde bu zayıflamış virüsün öncelikli sınıf sıfatıyla dolaşması.

İş bu zorunlu yazılan yazı bu noktada bitmiştir. Yazıyla ilgili bir ufak not virüsle oturup muhabbet edemediğim için virüs konulu kısımlarda duyulan geçmiş zaman kullandım, masal havası yaratmak için değil.

3 yorum:

  1. gündemi bu kadar takip ediyordun da bu blog niye boş anlayamadım ki... hhahhaha

    YanıtlaSil
  2. gündem beni yazmaya iteklemiyorda ondan hohohoo

    YanıtlaSil